Otizm Dünyası

Otizm Dünyası

Otistik Çocuklarda Dil ve İletişim Becerileri Özellikleri

Bir iletişim problemi olarak da tanımlanan otizmin en belirleyici özelliği iletişimin temel öğesi olan ilişki kurmada yaşanan güçlüktür. Otistiklerin çevreyle iletişimi çoğunlukla istekleri doğrultusundadır (Aydın, 2003, s, 287). Otistik çocuklarda, normal dil gelişimini izlerken meydana gelen yetersizlik bu problemin ilk belirtisi olmaktadır. Yaşamın birinci yılında belirgin olarak gözlenen sözel olmayan iletişimde; gülümseme, el sallama, kucağa alma, alınmak istendiğinde kolunu kaldırma gibi temel bazı hareket ve jestlerin kullanılması, konuşmanın başlangıcı olarak kabul edilmektedir. Normal gelişim gösteren bebekler bu becerileri gerçekleştirirken, otistik bebeklerin; ancak gıdıklandıkları, sallandıkları ya da havaya hoplatıldıkları zaman güldükleri gözlenmiştir (Darıca, Abidoğlu ve Gümüşçü, 2000).

Otistik çocuklardaki en belirgin özellik dil gelişimindeki yetersizliktir. Belirli bir döneme kadar konuşan otistik çocukların belirli bir dönemden sonra konuşmadıkları görülür. Yaklaşık % 25 – 30’u kadarı ise hiç konuşamaz (Özbey, 2005). Bu çocuklarda konuşma gelişse de, dilin fonksiyonel olarak kullanımı çok azdır ya da yoktur. Sesleri ve hareketleri taklit etme yetenekleri zayıftır. Nesnelerin ayırt edilmesi ile ilgili güçlükler yaşayabilmektedirler (Fazlıoğlu ve diğ, 2007).
Thimann ve Goldstein’e (2005) göre sosyal iletişim davranışları karşılıklı iletişim davranışları, akranlarla veya yetişkinlerle çeşitli amaçları için etkileşim kurmada sözel ifadelere yer verme, sıra alarak konuşma, sözel olmayan dili kullanma, sosyal ipuçlarını, içeriği ve uygun davranışları anlama ve yorumlama davranışlarını içermektedir (Altunel, 2007).
Dil gelişimi aslında zihinsel gelişimin bir parçasıdır (Kandır, 2003). Çocuğun konuşması geliştikçe kendini kontrol yeteneği de artar. Davranışlarını düzenlemede ve başkalarını etkilemede sözcüklerin gücünü keşfeder. Çevresine dikkatini yoğunlaştıramayan otistiklere ebeveynlerin ve yetişkinlerin duyarsız kalması onların hemen hemen her yönden geri kalmasına neden olacaktır.
Konuşma becerisindeki kazanamayan otistik çocukların birçoğu, belli bir döneme kadar isteklerini bağırarak ve tepinerek belirtir. Daha sonra bir şey istediklerinde yetişkin birinin elinden tutarak isteklerine yönlendirme yaparak anlatma yoluna gidebilirler. Örneğin kapının açılmasını istediğinde yetişkinin elini kapı koluna götürmeye çalışırlar (Özbey, 2005).
Uzun ve kurallı cümle kuramama dili paylaşım amaçlı kullanamama, belli bir konu üzerinde fazla duramama, sohbet amaçlı konuşmayı başlatamama ve sürdürememe, konuşmada tonlama ve duygunun olmayışı otistik çocukların konuşmalarının belirgin özellikleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca bu çocukların düşüncelerini, duygularını ifade etme ve dışa yansıtmada bazı problemler olabilir (MEB, 2002).
Zwaigenbaum’a (2001) göre, konuşmada gecikme otistik çocuğu olan ebeveynlerin yaygın ve erken kaygılarından biridir. Çocuklar 12 aylık gelişime ulaştıkları zaman diğer insanların ilgilerini ve dikkatini çekmek ve yönlendirmek için göz hareketleri ve basit vücut hareketlerini etkili kullanabilmektedir. Otistik bozukluğu olan küçük çocuklar bahsedilen iletişim yöntemini kullanmada yetersizdirler (Yücel, 2006, s, 3). Bu durum otistik çocukların taklit edebilme becerilerindeki yetersizlikleri durumunu akla getirmekte ve otistik çocukların eğitim ihtiyaçları arasında taklit edebilmeyi de öğretme gerekliliğini göz önüne getirmektedir.
Otistik çocuklarda konuşma gelişse de dilin fonksiyonel olarak kullanımı çok azdır ya da yoktur. Sesleri ve hareketleri taklit etme yetenekleri zayıftır. Nesnelerin ayırt edilmesi ile ilgili güçlükler yaşayabilirler. Yetişkinler ve akranlarıyla ilişkilerde
zayıflık, çevreye karşı ilgisizlik mevcuttur (Fazlıoğlu ve Yurdakul, 2005). Kırcaali – İftar (2005) otistik çocukların dil gelişimlerini ise şu şekilde açıklamıştır: normal dil gelişim özellikleriyle benzerlik olduğu kadar farklılıklar da görülür. Otistik özellik gösteren bireylerin çoğunda sessel (fonolojik), söz dizimsel (sentaktik) gelişim yavaştır. Ancak normal dil gelişimi özellikleriyle paraleldir.
Otistik çocukların eğitiminde dil gelişiminin önemi büyüktür. Dil gelişiminin gelişimi, otistik çocuklarda olumsuz davranışları da göreceli olarak azaltmaktadır <<( Korkmaz, 2003). Olumlu davranışsal destek sağlanması olarak bilinen durum da otistik çocukların olumsuz davranışlarının azalmasına ve normal birey gibi davranabilmesine neden olur. Aynen bunun gibi otistik çocuğun dil gelişimi de çocuğun iletişim kuramamasından kaynaklanan davranış problemlerini azaltacaktır.
Otistik çocukların normal gelişim gösteren çocuklara göre iletişim becerilerinde gecikme ve dil kullanımında farklılık olabilmektedir. Bu tip çocukların iletişimde sorun yaşamasının nedeni sosyal çevredeki nesne ya da kişilere dikkatini yöneltmede yetersiz olmalarından kaynaklanmaktadır (Kodal, 2006, s, 3). Otistik çocukların sözel ve sözel olmayan iletişimde güçlük yaşadıkları,
otizmin jest ve mimik gibi yüz ifadeleri, temel bazı hareketlerin kullanılmasını engellediği de kaynaklarda yer almaktadır. Temel duyguları ifade etme, iletişim kurmak istemediklerinde bağırma, vurma, çığlık atma gibi özellikler görülmektedir (MEB, 2000)
Dilin bürünsel (prosodik) özellikleri açısından da otistik özellik gösteren bireyler ile normal gelişim gösteren bireyler arasında da farklılıklara rastlanır. Konuşanların önemli bir bölümü kendilerine özgü konuşma biçimlerine sahiptir. Konuşma genelde monotondur. Robotik bir konuşma tarzı dikkat çeker. Ayrıca didaktik konuşma; diğer bir deyişle öğretmen tarzıyla konuşma özelliklerine de rastlanır (Kırcaali – İftar, 2005, s, 15).
Otistik Bireylerde Alıcı Dil Gelişimi
Otistik çocuklarda alıcı dil becerileri geç olduğu için soyut sözcükleri anlamada güçlük çektikleri ve çoğunlukla otur, kalk gibi kısa yönergelere tepki verebildikleri görülür (Lovaas, 2003). Otistik bireylerin sosyal etkileşimdeki yetersizlikleri göz kontağı kurma, sözel olmayan iletişimdeki yetersizlikler, dikkat edememe, başkalarına karşı duyarsız olma olarak sıralanabilen durumları (Kodal, 2006), otistik bireylerin karakteristik özelliği olarak açıklanabilir.
Otistik çocukların anlamaları konuşmalarına göre daha iyi olmakla beraber birlikte, karmaşık emirleri anlamazlar. Mecazları anlamalarında ciddi sorunları olur (Korkmaz, 2003, s, 84). Anlamsal gelişime ilişkin Kırcaali – İftar (2005) şunlara yer vermiştir: anlamsal gelişim (semantik) ise çoğu zaman sıra dışıdır. Genellikle, sözcüklei tipik anlamlarıyla kullanmada sorunlar görülür. Ayrıca, önemli bir bölümünde kişi zamirlerinin, özellikle “ben – sen” kullanımının karıştığı dikkati çeker. Alıcı dil gelişimi açısından bakıldığında ise başkalarının yorumlarına uygun karşılıklar vermekte ve başkalarının yorumlarını genişletmekte önemli yetersizliklere rastlanır.
Shapiro ve Carr, Scheibmann ve Lovaas otistik çocukların en çok kendilerine yöneltilen soru veya direktifleri anlamadıklarında ya da verecek cevapları olmadığında hemen ekolaliye başvurduklarını bulmuşlardır (Aydın, 2003, s, 288). Bu durum taklit ile genelleme arasındaki ilişkiye, taklit edilemeyen durumların, otistik çocuklar taklit edebildiği beceriyi sürekli tekrar etme eğiliminde midir?, otistik çocukların papağan konuşma özelliklerinin taklitle öğrendikleri becerileri mi yansıtmaktadır? Sorularının cevabı bulunmalıdır.
Otistik Bireylerde İfade Edici Dil Gelişim Özellikleri
Otistik çocukların yaklaşık yarısında konuşma anlamlı bir iletişim aracı olacak şekilde gelişmez. Bazı otistiklerde ise konuşma hiç gelişmez ve bu tablo mutizm olarak adlandırılır. Bu otistikler öğrencikleri sözcükleri bir daha hiç konuşmazken bir gün aniden çok karmaşık bir sözü söyleyebilirler. Konuşmalarında bazen geçici bazen de kalıcı gerilemeler olur. Kendilerine özgü yeni kelimeler (neologizm) türetebilirler. Ayrıca bir takım otistik çocukta da öğrenilen konuşmanın belirli bir süre sonra yok olduğu görülmüştür (Korkmaz, 2003).
Otistik çocukların yaklaşık olarak %50’sinde sözel ifade kullanmadıkları saptanmıştır. 5 yaşından önce eğitime başlayan otistik çocukların %85-90’ında sözel iletişimin bir iletişim araç aracı olarak tekrar kazanıldığının altı çizilmiştir. Sözel ifade geç gelişmiş olan veya ağır otizm tanısı konulmuş küçük çocuklarda motivasyonel girişimler ve uygulamalar etkilidir. Dil gelişiminin gelişiminde motor taklit becerisinin ve uygulanan konuşma terapisi saatleri önemli bir rol oynar ( Korkmaz, 2003, s, 102).
Bazı otistik çocuklar konuşmayı yinelenen sözcük olarak adlandırılan ekolali tarzda sergilemektedir. Sözel iletişim krabilen otistik çocuklarda görülen belirgün özellikler şunlardır;
  • Konuşurken göz kontağından kaçınma,
  • İhtiyaçlarını tek veya iki sözcüklü cümlelerle ifade etme,
  • Sorulan sorulara kısa cevaplar verme ve kendisine sorulduğunda, evet veya hayır erine cümlemin yüklemiyle cevap verme, sıkça rastlanan bir özelliktir (MEB, 2002).
Shuremann ve Webber (2002), otistik çocukların iletişimde genelde yetersiz olduğunu, tekrarlı konuşma, ses tonunda monotonluk, kendiliğinden bahsederken “ben” yerine “sen” dilini kullanma, basit gramer kullanma gibi özelliklerin bulunduğunu ifade etmektedirler (Yücel, 2006). Otistik bireylerde de zaten genel karakteristik özelliği olarak konuşma “papağan konuşma” olarak adlandırılabilecek; başkalarının konuşmasını taklit, TV vb. duyulan sözleri tekrar durumudur. Otistik bireylerin ifade edici dil gelişiminin taklit etmeye dayalı gelişimi olarak gözüken bu karakteristik yapının yine otistik çocuklara ifade edici dil gelişiminin sağlanmasında taklit edebilmenin kullanılabileceği yönünde fikir vermektedir.

KAYNAKÇA
Yücel, G., “Bağımsız Otistik Çocuklar Eğitim Merkezi Hakkında Uzaktan Eğitime Dayalı Aile Eğitim Programlarının Etkiliği”, Yüksek Lisans Tezi, Anadolu Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Eskişehir, 2006.
Routines on Childiren’s
Communication Outcomes. Journal of Early Internention, 26, 175 – 193, 2004.
Wood, J., ve diğ, “
Effects of Embeding Caregiver, Implemented Teaching Strategies in Daily
Wenn, M., L., ve diğ., “Embeding Instruction in art Activites to
Teach Proschoolers with Disabilities to Imitate Their Pers. Early Childhood Research Quarterly, 8, 277 – 294, 1993.
Özbey, Ç, Otizm ve Otistik Çocukların Eğitimi, “Yalnızlık Ülkesine Yolculuk”, İnkılap Yayınevi, İstanbul, 2005.
Sucuoğlu, B., “Engelli Çocuklar ve Oyun: Otistik Çocuklar”, Çocukta Hareket, Oyun Gelişimi ve Öğretimi, Editör, Tüfekçioğlu, Ü., Anadolu Üniversitesi, Açıköğretim Fakültesi Yayınları, Yayın No: 715, 183 – 195, 3. Baskı, Anadolu Üniversitesi, Eskişehir, 2003.
Milli Eğitim Bakanlığı, Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü, “Otistik Çocuklar Eğitim Programı”, Milli Eğitim Basımevi, Ankara, 2000.
Milli Eğitim Bakanlığı, Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü, “Otistik Çocukların Eğitiminde Aile El Kitabı”, Milli Eğitim Basımevi, Ankara, 2002.
Korkmaz, B, Otizm”, “Farklı Gelişen Çocuklar”, Epsilon Yayıncılık, 1. Baskı, 81 – 115, İstanbul, 2003.
Kodal, B., “Eskişehir İlinde Otistik Çocuklarla Çalışan Özel Eğitim Öğretmenlerinin  Yaşadıkları Sorunlar ve Sorunların Çözümüne İlişkin Görüşleri”, Yüksek Lisans Tezi, Anadolu Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Eskişehir, 2006.
Kırcaali – İftar, G, “Otistik Çocukların Eğitimi”, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Ders Notları, (www.webct.anadolu.edu.tr), Gelişimsel Yetersizliği Olan Çocukların Öğretmenliği Yüksek Lisans Programı, Anadolu Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Eskişehir, 2007.
Kırcaali – İftar, G, “Otistik Özellik Gösteren Çocuklara İletişim Becerilerin Kazandırılması” Ya-Pa Yayınları, İstanbul, 2005.
Kandır, A., “Gelişimde 3 – 6 Yaş: Çocuğum Büyüyor”, Morpa Kültür Yayınları, 1. Baskı, İstanbul, 2003.
Darıca, N., Abidoğlu, Ü., Gümüşçü, Ş., Otizm ve Otistik Çocuklar”, Özgür Yayınları, 2. Baskı, İstanbul, 2000.
Fazlıoğlu, Y., Eşme – Yurdakul, M., Otizm”, Otizmde Görsel İletişim Teknolojilerinin Kullanılması”, Morpa Kültür Yayınları, İstanbul, 2007.
Aydın, A, ““Otistik Çocuklarla İletişim”, Farklı Gelişen Çocuklar, 1. Baskı, 286 – 295, İstanbul, 2003.
Altunel, M, “Otistik Özellik Gösteren Öğrencilere Soru Cevaplama Becerilerin Öğretiminde Küçük Grup Düzenlemesi İle Sunulan Eşzamanlı İpucuyla Öğretimin Etkiliği”, Yüksek Lisans Tezi, Anadolu Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Eskişehir, 2007.
 
 
Toplam 850645 ziyaretçi (1695778 klik) burdaydı!
ARTIK BU ADRESTEYİM ;