Otizm Dünyası

Otizm Dünyası

Otizm Aileleri Bildirgesi

Değerli okuyucular sizlere Adana otizm derneğinin otizm aileleri bildirgesini sunuyorum.  Çok güzel ifade etmişler ailelerimizin durumunu ve ihtiyaçlarını aslında...
Onlara bu yazı için teşekkür ediyorum ve bu bildirgenin ilgili mercilere ulaştırılmasına yardımcı olmaya hepinizi davet ediyorum...


                                    OTİZM AİLELERİ BİLDİRGESİ

Biz otizm aileleri olarak Türkiye'de çok yalnız ve ilgisiz kaldığımızı düşünüyoruz bir otistik çocuk ailesinin yaşamı çok zordur. Çünkü çocuğun ne istediği, canının yanıp yanmadığı neresinin ağrıdığı belli değildir. İletişim kuramadığı için yaşamı çok karmaşıktır. Algıları bizden farklıdır. Yaşamı bizden çok daha farklı algıladığı için de ona göre davranır. Üst benliği olmadığı için içlerinden geldiği gibi hareket ederler. Bu yüzden toplum tarafından çok normal ve zeki göründükleri halde böyle davrandıkları için dışlanırlar. Dolayısıyla ailelerde dışlanırlar. Şımarık çocuk yetiştirmekle suçlanırlar. Ayrıca bu çocuklar yalnız kaldıklarında bir türlü nasıl davranacaklarını bilemezler. Hatta bazen toplumda zekâ geriliği muamelesi görürler, oysa fotoğrafik hafızaları vardır, ayrıntıları bilirler, zekidirler, zekâlarını kullanamadıkları ve iyi eğitilip yönlendirilmedikleri için zamanla körelirler. Zira iyi yönlendirilenleri, ilgi alanlarında deha olabilmektedirler. Bu yüzden otizmi topluma tanıtmak, kabullendirmek ve gereğini yapmak devletin görevidir diye düşünüyoruz. Bu konudaki eksikliklerin giderilmesi amacıyla taleplerimizi sunuyoruz;

1. OTİZM TEDAVİ MERKEZLERİ Bu merkezlerde birçok tetkik yapılabilir, üniversiteler bünyesinde olabilir. Hatta hastaneler bünyesinde de açılabilir.

a) Çeşitli tetkik ve tahliller yapılabilir. Çünkü bu çocukların metabolizması ve özellikleri BAĞIRSAKLARI bozulmuştur. Bunun araştırılması yapılmalıdır. Çeşitli enzim, aminoasit, vitamin ve minerallerin tetkiki gerekmektedir. Bunun yanı sıra EEG MR ve BEYİN SPECKT lerinin yapılması gereklidir.

b) Bu çocukların vücudunda başta kurşun ve cıva olmak üzere ağır metaller bulunmaktadır. YANİ KRONİK METAL ZEHİRLENMESİ mevcuttur. Bunun atılımı gereklidir. Amerika'da FDA dan onaylı DMSA , DMPS gibi ilaçlarla ve çeşitli bitkisel yollarla bunların atılımı yapılmaktadır. Zira atılmazsa bu çocuklar ileride kanser riski de taşımaktadırlar. Sinir sistemi ve beyin bu metallerin atılımıyla normale dönebilecektir.

c) Hiperbarik oksijen tedavi merkezlerinin açılması her yer için zaruridir. Çünkü aslen bağırsak sisteminin düzelmesi ve beyindeki nöronların onarılarak harekete geçirilmesi için bu tedavi gereklidir. Biz bundan fayda gördük bu yüzden sayısının çoğaltılması gereklidir. Bunun için de su altı hekimlerinin sayısının arttırılması ya da sertifikalı hekimlerle bu merkezlerin açılması gerekmektedir. Yani bu merkezler tekel durumundan çıkarılmalıdır. Rekabetle tedavinin ücreti düşecektir. Ayrıca sosyal güvence kapsamına alınmalıdır.

d) Diyet yaygın gelişimsel bozuklukların ana sebeplerinden biri de genetik faktörlerin yanı sıra beslenme konusundaki farklılıklardır. Bu çocukların gulitensiz ve kazeinsiz yani, buğday ve inek sütünden uzak besinlerle beslenmeleri gerekmektedir. Bu yüzden gıda fabrikalarında buna yönelik çalışmalar yapılabilir. Mesela keçi sütü ve ürünleri bu çocuklara faydalı gelmektedir.

e) Bu merkezlerde her şeyden etkilenen ve aşırı derecede hassasiyeti olan bu çocuklara örneğin özel diş hekimleri anestezi uzmanları eşliğinde ve sosyal güvence kapsamında hizmet vermelidir. Bu çok büyük bir sorun olmaktan ancak bu şekilde çıkar.

Şu anda Türkiye'de sadece psikiyatristlerimiz ilaç desteği olarak RITALIN ve RISPERDAL den başka çocuklara tedavi yardımı yapamamaktadırlar.

2. EĞİTİM Tedavilerin yanı sıra dünya standartlarında, hiç olmazsa İzmir Sabaat AKŞIRAY örneğinde olduğu gibi merkezler çoğaltılabilir. Bu merkezlerde bireysel, grup eğitimi, kaynaştırma, öz bakım becerileri, DİL TERAPİSİ, DAVRANIŞ TERPİLERİ, AİLE TERAPİLERİ, ÇOCUĞA GÖRE PROGRAMLAR düzenlenmelidir. Ayrıca bu merkezlerde İsrail örneğinde olduğu gibi Sensory Integration (Duyusal Algılama) terapileri uygulanmalıdır. Bu kapsamda masaj, at, yüzme, resim, müzik, spor terapileriyle destek olunmalıdır. ŞU ANDA TÜRKİYE ' DE eğitim kurumları eğitim olarak haftada 2 saat eğitim vermektedirler ve çocuk başına devlet 388,8 YTL fatura kesmektedirler. Yapılan işler genel olarak bunun karşılığı olmamakla birlikte bu iş yetkin bir şekilde yürütülmemektedir.

BİZ BİLİYORUZ Kİ; Anayasada eğitimde fırsat eşitliği vardır. Bu kapsamda çocuklarımız EĞİTİLDİKLERİNDE NORMALE YAKIN BİR PORTRE ÇİZECEKLERDİR. Bunun içinde haftada 40 saat okul gibi ücretsiz eğitim ŞARTTIR! Bunu yapacak olan iktidarın tamamen arkasında olacağımızı bildirir, gereğinin yapılmasını saygıyla arz ederiz.

Avukat İkbal Özlem ARIOĞLU
Adoder Başkanı

 
Toplam 850739 ziyaretçi (1695884 klik) burdaydı!
ARTIK BU ADRESTEYİM ;